//=time() ?>
Karakamlar, karanlık tinlere ve adları anılamayacak zamansız varlıklara tapan Ruan Ruan dalkavuklarıydı. Kaganın demir ve kan yasaları uğruna bozkır halklarına gerçekliğin mum ışığı gibi söndüğü, deliliğin ibadet haline geldiği dehşetleri yaşatıyorlardı. Bu bir azap çağıydı.
Clothar'ın oğlu yabancıydı. Bir nesil evvel dine gelen Frenklerin payen geçmişine yabancıydı. Beşinci oğul olarak babasına yabancıydı. Saray fedaisi olarak gönderildiği Doğu Roma'ya yabancıydı. Ama kül rengi diyarlara gönderildiğinde fark ettiği şey; en çok da kendine yabancıydı.
Dünyanın en büyük kenti Konstantinopolis'te oturan, Roma'yı yeniden bütün yapma arzusu ile yanan İmparator Justinian I, beklemediği barbar konuklarla doğusunda uyanan iştahlı devleri fark edecekti. Ostrogotlarla savaşın bedeli, bir de doğuda ipek yolu talanına dayanamazdı.
Tuğu oğullarından İstemi; fikren ve hissen yalnızdı. Hür yaradılmış bir halkın nasıl hizmetkarlığı benimsediğine şaşıyordu. Ağabeyine göre yüreği buzuldu belki, ama bağımsızlık ateşini ilk o yaktı. Birgün Büyük Yabgu denilecek bu öke, dağ gibi inadıyla tarihin akışını değiştirdi.